Mülk sahibi ile kiracı arasında anlaşmazlık yaşanması sonucu Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurulmuş ve mahkeme kira bedelinin yeniden tespit edilmesine hükmetmiştir. Ancak, kiracı tarafı bu kararı temyiz etmiş ve Yargıtay tarafından karar bozulmuştur. Dosya tekrar Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gelmiş ve mahkeme ilk kararında direnmiştir. Kiracı bu kez kararı tekrar temyiz etmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu devreye girmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararında, kira bedelinin tespiti davalarının bir kira yılına ait kira parasının belirlenmesiyle ilgili olduğu ve bu belirlemenin açık, net ve tam olması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve tarafların belirleyeceği yöntemlerin kabul edilmediği ifade edilmiştir.
Kararda, kira bedelinin tespiti davalarının sadece ilgili kira dönemi için geçerli olacak kira bedelinin belirlenmesini içerdiği ve bu talebin bölünemeyeceği ve ıslah taleplerine konu edilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, talebin dava dilekçesinde belirtilen döneme ilişkin olması gerektiği ve ıslah taleplerinin daha sonraki bir dönemi kapsayacak şekilde talepte bulunulmasının kira bedelinin tespiti davalarının niteliğine aykırı olduğu ifade edilmiştir.
Bu kararlar doğrultusunda, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ilk kararında direnmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak Yargıtay kararıyla uyumlu bir şekilde karar bozulmuştur.
