Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan Çayır, "Bütün darbeler, sebebi, gerekçesi ne olursa olsun insanlığa karşı işlenmiş bir suçun, bir eylemin ta kendisidir" dedi. Çayır, şunları söyledi:

Yüksekten düşen inşaat işçisi hayatını kaybetti Yüksekten düşen inşaat işçisi hayatını kaybetti

"12 Eylül 1980 darbesinin ne yazık ki yeni bir yıl dönümü. Darbelerin milletimize verdiği bir dirhem olumlu bir gelecekten bahsedemeyiz. Bütün darbeler, sebebi, gerekçesi ne olursa olsun insanlığa karşı işlenmiş bir suçun, bir eylemin ta kendisidir. İdealler yok edildi. Dünyaya ve Türkiye'ye ilişkin bizim de devrimcilerin de hayalleri vardı. Keşke kavga etmeden, sokakta yumruklaşmadan ve birbirimize tahammül ederek geleceği kurabilseydik ve darbecilerin darbe yapmasını kursaklarında bırakabilseydik.”

"İktidar, teğmenlerden bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyorlar"

Konuşmasında Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde genç teğmenlerin kılıçlı yeminine ve sonrası gelişmelere değinen Çayır, “Bugün iktidar, açlığı, yokluğu, içinde bulunduğumuz zorluğu bir şekilde perdelemek için önümüze sunni gündemler dayattı. Bunlardan bir tanesi de genç teğmenlerin ettikleri yeminler. Bu teğmenler Milli Savunma Üniversitesi'nden mezun oldular. Kim kurdu bu üniversiteyi? Saygıdeğer Recep Tayyip Erdoğan. Rektörü kendi atadı, öğretim üyelerini kendi atadı. Her şeyi kendi çizdiği bir yapı. Dönüp bu sefer diyor ki 'o kılıçlar bana karşı yapıldı.' Ne alakası var? Buradan da bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyorlar. Niye gündemi işgal ediyorsun? Eğer birileri gerçekten sana karşı, düzene karşı, Anayasa’ya karşı, kanunlara karşı bir başkaldırı yapmışsa gereğini yap, soruşturma aç. Her şey senin elinde."

Tüm Türkiye'de millet buluşması yapacaklarını duyuran Çayır, "Ekim ayının başı itibarıyla millet buluşmasına Kahramanmaraş'tan başlayacağız ve 81 ili gezeceğiz. Söyleyecek sözümüz var” dedi.

"2023 yılında 66 binden fazla çocuk istismara maruz kalmış"

Ben Doğu Anadolu'da çocukluğumu yaşamış bir insanım. Hala kadının yarı insan mı, tam insan mı olduğuna karar veremeyen bir Orta Doğu gerçeği var ne yazık ki. İşte bütün günahı Narin'e yükledi bu toplum ve şu anda konuşmaya devam ediyorlar. Hepiniz günahkarsınız ve hepiniz günahınızı küçük bir Narin'e yüklemekle vicdanınızı temizlediğinizi sanıyorsunuz. Narin'in cenazesine üç Bakanı yolla, mezarda dua et. Öldürmüşsün ya, öldürdüğün adama dua ediyorlar. Öldürdüğünüz insana dua ederek neyi kazanacaksınız? Bu toplum öldürdü Narin'i, bu anlayışlar öldürdü Narin’i bu sadece bir özne. Bu hareket, toplumu değişime ve dönüşüme uğratmadığı sürece biz bir şey elde edemeyiz. Ben gelirim, bir müddet ben kalırım başta, ondan sonra bir başkası gelir o kalır. Türkiye’nin ahvalinin değişmesi mümkün olmaz. Biz yapısal bir değişiklik, sistem değişikliğini kafa değişikliğini gerçekleştiremezsek hiçbir şey olmaz.

Çocuklara tecavüz etme ve öldürme sayısı o kadar çok ki Türkiye'de. Mesela bir yılda 15 bin çocuk istismarı davası görülmüş. Çok büyük bir rakam. Bunun yarısına mahkumiyet çıkıyor. Topluma bak. Bir de Müslüman olacak utanmaz herifler. Çocuk ya... Bu kadar mı vicdansızlık olur? 2023 yılında 66 binden fazla çocuk istismara maruz kalmış. On yılda üç katına çıktığını rahatlıkla görüyoruz ve gerçekten bu çok can sıkıcı bir şey. 2023 yılında 15 yaşından küçük 130 çocuk doğum yapıyor. İktidara sesleniyorum, siz ne yaptınız, bir aydınlanma süreci başlatabildiniz mi? Başlatamadılar. Niye? Çünkü millet ne kadar cahil olursa oy olmak o kadar daha rahat. Böyle bir Türkiye'de gerçekten işimiz zor. Bunun sebeplerini bulmak dururken siyaset aracı yapmak sadece ne olur biliyor musunuz? Yeni Narinler ölür. Şu anda yapılan da bu. İdam bu açıdan mutlaka sınırlı bir şekilde Türkiye gündeminde yer almak zorunda. Bizim teklifimiz bu yönde."

Kaynak: ANKA