Kardeş kıskançlığı, duygularını ifade edememe, baskıcı ve otoriter bir aile tutumu, azarlanma ve sürekli eleştirilme, yeterince ilgi, sevgi görememe ve yoğun kaygı tırnak yemenin başlıca nedenleri arasındadır.

Ebeveynin birbiriyle ilişkisi ve çocuğa olan tutumları, bu davranışın oluşumunda önemli rol oynar çünkü ebeveyn çatışmaları ve çocuğa karşı baskıcı ya da koruyucu yaklaşımlar bu davranışın ortaya çıkmasındaki öncü sebeplerdir.

Örneğin anne babasının kavgasına şahit olan çocuk yoğun stres yaşar ve kendini güvende hissetmeyebilir böylelikle çocuk tırnak yiyerek stresle baş etmeye çalışabilir. Bunun yanı sıra ebeveynin aşırı koruyucu ve kaygılı tutumu da çocukta güvensizlik hissi oluşturabileceğinden çocuk bir süre sonra aktarılan kaygıdan tırnak yiyerek kurtulmaya çalışabilir.

Ayrıca ebeveynin çocukları arasında gözetemediği adaletli yaklaşımı ile görülen kardeş kıskançlığı da çocuğu tırnak yeme davranışına itebilir. Her hata yaptığında eleştiriye maruz kalan çocuk ise kendini işe yaramaz ve değersiz hisseder, yapacağı bir işte “başaramayacağım” düşüncesi çocukta güvensizlik hissi oluşturabilir. Aynı şekilde baskıcı bir ailenin tutumu da çocuk da güvensizlik hissi oluşturabileceğinden çocuk kendini tırnak yeme davranışına yönelterek kendini rahatlatmaya çalışabilir.

Çocuk eğer 4 yaşın altında tırnak yiyor ise bu davranışın sebebi genellikle taklitten ileri gelebilir çünkü çocuğun gelişimsel dönemi gereği bu yaşlardaki çocuklar model alma yoluyla öğrenir. Ailenin herhangi bir üyesi tırnak yeme davranışı gösteriyor ise bu, çocuğun dikkatinden kaçmayabilir ve çocuk da kısa süre içerisinde o davranışı tekrarlayabilir. Tekrarlanan davranış için önlem alınmaz ise tekrarlanan bu davranış zamanla alışkanlığa dönüşebilir.

Ailelere önerim; çocuk taklitten ötürü tırnak yemeye başlamış ise çocuğun bu davranışı görmezden gelinerek dikkati başka bir alana yönlendirilmelidir.

Bu davranışı alışkanlık haline getiren kişi ebeveynlerden biri ise öncelikle bu konuda önlem alınmaya çalışılmalıdır. Yani ortamda tırnak yeme davranışı gösteren yetişkin olduğu müddetçe çocuğun da bu davranışı göstermesi muhtemeldir.

Davranışın nedeni psikolojik ise; ailede baskı, eleştirel ortam, ilgisizlik ve sevgisizlik var mı bu konuda araştırma yapılmalıdır.

Bütçe Kanunu Teklifi bilgilendirme toplantısı perşembe günü yapılacak Bütçe Kanunu Teklifi bilgilendirme toplantısı perşembe günü yapılacak

Davranış tekrarında ailenin bu süreçte çocuğa uygulayabileceği en etkili yöntem problem davranışı “görmezden gelmesidir.”

Ailenin çocuğu azarlama, tehdit etme ya da ceza verme yöntemlerinden muhakkak kaçınması gerekir çünkü bu zorlayıcı yöntemler çocuğu davranıştan vazgeçirmek yerine aksine beraberinde başka davranış bozukluklarını da getirebilir.

Aile çocuğu kaygılı yaklaşımlardan ve ortamlardan uzak tutmalı, çocukla kaliteli ve keyifli vakit geçirebilmelidir.

Tırnak yeme davranışı tekrar ettiğinde çocuğu uyarmak yerine çocuğun ilgisini çeken şey ile meşgul olması sağlanmalıdır.

Tırnak yeme davranışına neden olan esas problemin tespit edilebilmesi son derece önemli olduğu unutulmamalıdır.

Esas problemin tespit edilmesi konusunda zorlanan ailenin vakit kaybetmeden uzmandan yardım alması gerekir.

Bu davranış alışkanlık bozukluğuna dönmeden çocuk terapisti ile iş birliği içinde problemin kaynağına ulaşarak tedaviye geç kalınması önlenmelidir.

Caydırıcı niteliğinden dolayı eczaneden alınan “acı sıvı” tırnak etrafına düzenli sürülebilir ya da bir süre parmak uçlarına takılan penalar denenebilir. Ancak bilinmelidir ki yüzeysel çözümler kalıcı sonuçlar sağlamayacaktır.

Zira tırnak yeme, bir yansıyan davranıştır. Problemin esas nedenine ulaşmadan yüzeysel çözümler işe yaramayacaktır.

Düzenli olarak tırnakların uzamadan kesilmesi ve ellerin sık sık kremlerle nemli tutulması bu sürece yardımcı olacaktır.

Son söz olarak unutulmamalıdır ki çocuktaki normal davranışların tekrar kazanılması ailenin farkındalığı ve bu konuda attığı sağlıklı adımlar ile mümkündür. Çocuktaki problemlerin en etkili çözümü ise aile içi huzurdadır. 

Mahreç: Haber Merkezi

Muhabir: Mehmet Nezir Şeker